Kapsamlı Kromozomal Tarama Yöntemi

(aCGH)
aCGH (Array Comparative Genomic Hybridization) teknolojisi, mevcut konvansiyonel sitogenetik yöntemlerle saptanamayan genetik materyaldeki  kayıp  veya kazanımları belirleyebilen, Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) uygulaması planlanan çiftlerde, embriyoların mikroarray teknolojisi ile hücredeki bütün kromozomlar için (23 çift, 24 farklı kromozom) taranmasını sağlayan çok daha duyarlı bir yöntemdir. Rutin anöploidi taramasında yaygın olarak kullanılan FISH (Floresan In Situ Hibridizasyon) yöntemi ile embriyolardaki sınırlı sayıda kromozom bozukluğu taranırken aCGH ile tüm kromozomlar sayısal veya yapısal bozukluklar açısından incelenebilmektedir. Böylece kromozom bozukluğu saptanan embriyolar tedavi dışında bırakılarak, sağlıklı embriyolar ile embriyo transferi gerçekleştirilmektedir. aCGH ile yapılan PGT uygulamasında, genetik inceleme sonrası kromozomal anomali saptanmayan bir embriyo transfer edilen ileri yaş (>35) anne adaylarına da genç bir anne adayına sunulan yüksek gebelik oranları sunulabilmektedir. 
 

FISH tekniğinin kullanıldığı klasik PGT ile genellikle 5-9 kromozomun incelenebilmektedir. Bu kromozomların (21, 13 ve 18. kromozom gibi) anomalilerinde erken dönem düşüklükler sık görülebilmektedir. Klasik PGT uygulanan hastalarda diğer kromozomlar analiz edilemediğinden, incelenemeyen kromozomların implantasyon başarısızlığına olan katkılarının da tespiti mümkün olmamaktadır. aCGH ile bir embriyodaki 23 çift kromozomun tamamı taranabilmekte ve embriyonun kromozomal durumu ya da kromozomal anomalilerin embriyonun ileri gelişimindeki olası etkileri %98’lik bir doğruluk oranı ile tespit edilebilmektedir.
 

Klasik PGT ile embriyo biyopsisi 3.gün embriyolara yapılırken, aCGH yöntemi ile biyopsi günü blastosist evresine ertelenerek mozaisizm olasılığına bağlı hata oranı azalmaktadır. Mikroskop altında incelen embriyolar erken dönemde benzer görülmelerine rağmen bütün hücreleri aynı kromozom içeriğine sahip olmayabilir. Klasik PGT’da 3.gün embriyo biyopsisi sırasında 8 hücreli bir embriyodan alınan bir hücre, embriyonun geri kalan diğer hücrelerinden farklı bir kromozomal yapıya sahip olabilir. Bu farklılık veya farklılık ihtimali, “kromozomal mozaisizm” diye adlandırılır ve erken gelişim evresi embriyolarda yaygındır. Bu durum, ayrıca, tanısal hatalara da neden olabilir. Kromozomal mozaisizmi tespit etmenin tek yolu embriyodan birden fazla hücre almaktır fakat erken gelişim aşamasındaki bir embriyodan birden fazla hücre alınması embriyonun gelişimini ciddi olarak etkilediğinden tercih edilmemektedir.
 

aCGH’da embriyolar blastosist evresine kadar (embriyo gelişiminin 5. ya da 6. günü) büyütülerek birden fazla hücre örneği alınması için uygun ortam yaratılmaktadır. Böylece gelişen embriyolar arasında en yüksek implantasyon potansiyeline sahip olan seçilebilmekte ve blastosist evresindeki embriyolarda mozaisizm seviyesi görülebilmektedir. Alınan hücreler 5. ya da 6. gün embriyosunun trofektoderm (plasentayı oluşturacak olan) tabakasına ait olduğu için biyopsiden sonra fetusa (doğacak bebeğe) ait hücreler zarar görmemiş ya da hacmi azaltılmamış olur.
 

Gelişen bir embriyonun tüm kromozomlarının incelenmesi için belirli bir zaman gerekir. Eğer embriyoya 5. günün sabahında biyopsi yapılmışsa genetik analiz sonuçları 6. günde hazır olabilir ve taze embriyo transferi yapılabilir. Eğer hastanın embriyoları 5.günde blastosist evresine ulaşmaz ve 6. gün beklenip aCGH yapılırsa sonuçlar 7.günde alınacağı için taze sikluslarda 7.günde embriyo transferi yapılması gerekir. Bu durumda da endometriumun reseptivitesi 6.günden sonra azalacağı için kromozomal olarak normal bir embriyo transferi sonrasında endometrial sebepler nedeniyle gebelik oluşmayabilir. Bundan dolayı, biyopsi yapılmış 5. ya da 6. gün embriyolarını dondurmak ve daha sonra donmuş embriyo transferi yapmak aCGH’da ideal bir strateji olarak önerilmektedir. 
 

Biyopsi sırasında embriyonun zarar görme ihtimali (<0.1%) vardır. Bu nedenle PGT, aday çiftler dışındaki hastalara önerilmez. Donmuş embriyo transferi uygulamalarında PGT yapılacaksa, yüksek canlılık oranlarının sağlandığı embriyo dondurma programlarının uygulanması gerekmektedir. Bu yüzden çözme sonrası canlılık oranlarının belirli bir oranda sınırlı kaldığı merkezlerde bu yöntem tercih edilmemelidir.
 

Kromozomal olarak normal bir embriyo transferinin yapılması gebelik şansını arttırır, ama garanti etmez. Başarılı bir gebelik için aynı zamanda reseptif bir  endometrium da gereklidir. Kromozomal olarak normal bir embriyo ile oluşan gebeliklerden doğan bebeklerde genetik hastalığın olmayacağı garantilenemez. FISH ve aCGH gibi kromozom düzeyinde yapılan testler, kromozom seviyesindeki anormallikleri ve buna bağlı oluşabilecek genetik hastalıkları tespit etmeyi amaçlar. Bu yöntemler talasemi, kistik fibrozis gibi gen seviyesinde olan hastalıkları tespit edemez. Eğer çiftin ailelerinde bu şekilde kalıtılan bir tek gen hastalığı hikayesi varsa “tek gen hastalığı için PGT” yaklaşımı düşünülmelidir. 3. ya da 5/6. günde yapılan PGT testleri embriyonun sadece bu aşamadaki kromozomal durumunu ortaya koyar ve doğuma kadar hiçbir değişiklik olmayacağını garanti etmez. Fakat test yapılan günlerden sonra embriyonik hayatta spontan olarak meydana gelebilecek olası kromozomal değişiklikler, gelişen fetüste sadece bölgesel farklılıklar oluşturabilmekte, çoğunlukla hayati tehlike oluşturabilecek ciddi problemlere neden olmamaktadır. Embriyo biyopsisinin gününe ya da tespit için kullanılacak olan tekniğe bağlı olarak %2-10 yanlış teşhis ihtimali vardır. Yine de, tecrübeli ellerde biyopsi blastosist aşamasında yapıldığı zaman teşhisin yanılma oranı %3’ten azdır.

Diğer Uzmanlık Alanları